Nüfus : 445 (2007 Nüfus Sayımı)
GEÇİM KAYNAKLARI:TARIM VE HAYVANCILIK
Haymana'ya Uzaklık: 15 km.
Muhtar: : Hami TÜMER
<........>ESKİ TARİHİMİZ <..........>
Nevşehir'in Kozaklı ilçesinden göçetmişler. Türkmen
aşiretine mensuplar. Kozaklı'da Kızılkoyunlular'ın hala
ilişkileri olduğu akrabaları var. Gidip gelmeler devam
ediyor. Eski İlçe Milli Eğitim Müdürü Cumali DAŞDEMİR'de
Kozaklı'nın Kızılkoyunlu mahallesinden.
Kozaklı'da yaşanan kuraklık yüzünden kalkıp Haymana yöresine
göçediyorlar. Kızılkoyunlular'ın bundan sonraki hikayelerini
Haymana Adliyesi'nde memur olarak çalışan Kemallettin KOÇ'un
ağzından dinleyelim: Atalarımız önce Polatlı'nın Alçı
köyüne yerleşirler. Burada bizim ağanın oğlu ile oranın
ağasının kızı nişanlanır. İki gencin arası açılıp nişan
atılınca Alçılar'la araları bozulur ve oradan şimdiki Yenice
Beldesi Çelebi Yaylası mevkiini yurt edinirler. 4-5 sene
kadar burada kalırlar. Ancak buradaki yılanların çokluğu ve
bir çocuğun burada yılan ısırması sonucu ölmesi, onları yeni
yerler aramaya sevk eder. O zaman Karasüleymanlı köyünde
çoban duran Kızılkoyunlular'dan biri onlara eski bir Rum
harabe yerleşim yeri olan şimdiki yerleri gösterip oraya
yerleşmelerini önerir. Böylelikle Kızılkoyunlu köyü kurulmuş
olur.;
Kızılkoyunlu'nun ilk adı Çayır. Daha sonra değiştirilerek
Kozaklı'daki köylerinin adı Kızılkoyunlu'ya dönüştürülmüş.
Kozaklı'daki o köy, şimdi ilçe merkeziyle birleşmiş ve
Kızılkoyunlu adıyla ilçenin mahallesi olmuş.
Kemalettin KOÇ, köye ilk yerleşen aileleri de şöyle
saymaktadır: “Kızılkoyunlu köyüne ilkin 10 hane gelip
konmuş. Bunlardan, Çelebi yaylasındayken ayrılan 8 hane de
Gölbek köyünü kurmuş. Kızılkoyunlu'yu kuran 10 hane şunlar:
Kürt Memet oğlu Halil Ağa ve yeğeni Ali oğlu Hasanka, Cottar
Osman dediğimiz Güllüler ve Haceller, Papuçluomar dediğimiz
Koçlar, Bekaraliler ve Araplar dediğimiz aileler. Sonraları
Zartollar denilen Sümbüller ve Karabiberler ile Köleler
dediğimiz kabileler gelmişler. Bunlardan 15 yıl kadar sonra
Kozaklı'dan Mamıklar, üç kardeş olarak buraya göçetmişler.”
Kızılkoyunlu köyünün bir özelliği kurulduğu ilk yıllardan
sonra gerek çalışmaya, gerek diğer nedenlerden bu köye gelip
köy nüfusuna iç güveysi olarak girenlerin çokluğu. Bunlardan
bazılarını yine Kemalettin KOÇ şöyle sayıyor:;Çoban olarak Emirdağ'dan Hacıoğulları denilen aile ile Ali İhtiyar
ve Köseoğlu adında iki kardeş gelip köye yerleşmişler.
Şebinkarahisar'dan Kara İmam adındaki biri, köyden Telli
Ahmetgiller ailesine iç güveysi olarak katılıyor. Kozaklı
Yağmurlu köyünden Türkmenoğlu adıyla anılan biri köyden
evlenip buraya iç güveysi giriyor. Bir de Haymana
Tatarlar'ından Alibala adında biri hizmetkar olarak gelmiş
ve köyümüzden evlenerek buraya yerleşmiştir. Birinci Dünya
Savaşı yıllarında 8 yaşındayken annesiyle göçedip köyümüze
yerleşen ve Kıroğlu ailesine içgüveysi giren Ahmet ER, Ağrı
Bölükbaşı köyünden Beko BÖLÜKBAŞI, Evci köyünden Nofel
AKDOĞAN, Mustafa YILDIRIM, Cumhuriyet'in ilk yıllarında
Balıkesir Bandırma Ilıca Nahiyesi Gökmusa köyünden İbrahim
oğlu Süleyman ALTUNDAŞ, köyümüzden evlenip Kızılkoyunlu'ya
yerleşen diğer aileler.”
Köyün Arpalık mevkii sit alanı ilan edilmiş. Eski bir şehir
merkezi görünümündeki viranelik, ören yeri.
Tekke Boğazı denilen mevkide Aydul Baba Türbesi denilen bir
yer var. Aydul Baba'nın hikayesini Kemalettin KOÇ şöyle
anlatıyor: Kurtuluş Savaşı sırasında Türk askerleri,
köyümüzde Mıldir Hasan'ın evinin yanında karargah kurup
yemek molası vermişler. Bizim köyün karşı tepesine
mevzilenen Yunan askerleri ise, Karasüleymanlı Şerefli
Gökgözü arasındaki Boğazincik denilen yerde bulunuyorlar.
Karşılıklı top atışları esnasında köyün Tekke Boğazı
mevkisinden sarıklı bir genç gelip oradaki bizim komutana
“bir mermi de ben atayım!” diye ricada bulunur.
Komutan da; “zaten bir top mermimiz kaldı. Verin onu
da o atsın!” deyip top mermisini sarıklı gence
attırtır. O mermi Yunan karargahının tam göbeğine isabet
eder, Yunan askerleri etrafa kaçışmaya başlar. Bu olay,
yaşlılarımızın anlatışına göre Yunan'ın bozguna uğramasının
başlangıcı olmuş. Bizim komutan, karavana yemeklerini
devirip askerlere Yunan askerlerini kovalattırmıştır. O genç,
ondan sonra oradan kaybolur. O sarıklı adamın türbedeki
şahıs olduğu söylenmektedir.;
Köyde kalan nüfus 50-60 haneye dağılmış durumda. Haymana'da
150-200 hane civarında Kızılkoyunlu nüfus mevcut. Köyden
ilçe merkezine göçü 1951 yılında Hüseyin Ağa başlatmış ve
her geçen gün katlanarak bu göç devam etmiş.
150-200 hane kadar da yurtdışında, özellikle Hollanda ve
Almanya'da yaşayan Kızılkoyunlu nüfus mevcut.
Köyün suyu bol. Köyde, sebze ve meyvecilik yapılmaktadır.
Haymana'daki Kızılkoyunlular'ın ekserisi memur ve çiftçi.
Kızılkoyunlu'nun önemli bir özelliği de kadınlarının
erkekler kadar cesur ve çalışkan olmaları. Sındıran'dan son
10-15 yılda çokça kızı gelin olarak almaları da ayrı bir
özellikleri.
Kızılkoyunlu'nun çevredeki Evci, Karasüleymanlı, Şerefli
Gökgöz, Karahoca, Yamak, Çalış ve Gölbek'le yakın ilişkileri
var. Bu köylerden çokça kız alıp vermişler.
Köyde 3 kahvehane ve 1 bakkal var. Yeni camileri 1967 yapımı.
Okullarında ilk beş sınıf 2 öğretmenle eğitim-öğretim
sürdürülüyor. İkinci kademe öğrencileri ise Haymana
merkezdeki Atatürk İlköğretim Okulu'na taşınmaktadır.
Köy kahvesine varınca epeyce Kızılkoyunlu'nun orada
toplandığını görüyor ve seviniyorum. İsmet ÖZDİL, Kemalettin
KOÇ'tan farklı olarak Gölbek köyünün kendi köylerinden önce
kurulduğunu söyleyip anlatmaya devam ediyor: “Gölbek,
bizden önce kurulmuş. Yine çevredeki Karasüleymanlı köyü de
bizden 17 sene evvel kurulmuş. Atalarımız Haymana yöresinde
önce Yenice'nin Çelebi Yaylası'na, oradan da Alçı'ya ve
oradan da İciler köyüne yerleşmişler. Buraya 2 hane olarak
gelmişler(İki hane Kürt Memet ve Zartolar(Sümbüller),
yanlarında Kölleler aileleri). Alçı'nın ağasının kızını
bırakıp Gölbek'teki ağanın kızını alan Kürt Memet'in oğlu,
Alçı ağası ile Kızılkoyunlu'ların arasının açılmasına sebep
olur. Böylelikle eski bir Rum köyü olan buraya göçederler.
Eski çeşmemiz, caminin yanındaki su kuyusu ve yine onun
yanındaki ev eski Rumlar'dan günümüze kadar ulaşmıştır.”
Köy meydanında, Rumlar'dan kaldıklarını söyledikleri
çeşmelerinin üzerinde 1298/1882 tarihi yazılı. Bu
çeşmelerinin ilginç bir de özelliği var. Yazın akıp kışın
kuruyor. Bunun nedenini köylüler bir türlü çözememişler.
Muhtarları Hami TÜMER de kahvehanede. Ondan da köyün
sorunlarını dinliyorum: ;Suyumuz yetersiz. Köyümüzde
geçen ay altyapı(kanalizasyon) çalışması yapıldı.
Görmüşsünüzdür, köy içi yollar çok kötü durumda...
(Alıntıdır) |